Tüketici Hukuku, 1995 yılında 4077 sayılı kanun, 2003 yılında 4822 sayılı kanun ve son olarak da 07.11.2013 tarihinde yayınlanan 6502 sayılı yeni “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun(TKHK)” yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
6502 sayılı kanun uyarınca tüketici hukuku; tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.
Buna göre bir hukuki ilişkinin tüketici işlemi olması için taraflardan birinin tüketici, diğerinin ise satıcı sağlayıcı ya da onlar adına hareket eden gerçek ya da tüzel kişi olması gerekmektedir ve bu kişiler arasında yapılan her türlü sözleşme bu kapsama girmektedir.
Gelişen teknoloji ve ekonomik sınıflara istinaden özellikle internetten alınan ürünlerde veya direk alınan ürünlerde tüketiciler haklarını arayabilmektedirler. Üreticinin tüketiciye ayıplı mal göndermesi gibi durumlarda tüketiciler Tüketici Hakem Heyetlerine başvurmaktadır. Bu başvurularına istinaden Tüketici Hakem Heyetinden aldıkları sonuç ile Tüketici Mahkemelerinde dava açabilirler. Alınan hizmet veya malda kusur bulunur ve şartları sağlamaz ise direk olarak Tüketici Mahkemelerinde dava süreci başlayacaktır. Bu hukuk dalında detaylar önemlidir ve dava sonuçlarını direk etkileyecektir. Bu nedenle davalarınızın takibini uzman bir avukat ile yapmanızı önermekteyiz. Bu dava süreçlerinde tüketici mahkemelerine başvurmadan önce arabuluculuk şartı getirilmiştir. Böylece mahkemelerdeki yoğunluğun azaltılması sağlanmış ve dolayısıyla açılacak davaların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Taraflar, aralarındaki ayıplı hizmet ya da maldan dolayı ilk olarak arabuluculuk sistemi üzerinden anlaşmaya varmaya çalışacaklardır; olası bir anlaşmazlıkta arabuluculuk kararı ile Tüketici Mahkemelerine başvuruda bulunabileceklerdir. Bu tür davalarda dava süresi uzun sürmektedir ve bu nedenle tarafların arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlaması tavsiye edilir.
Tüketici Sözleşmelerine birkaç örnek verecek olursak; taksitle satış sözleşmeleri, tüketici kredisi sözleşmeleri, mesafeli sözleşmeler (internet ve telefon gibi çeşitli vasıtalar aracılığı ile kurulan sözleşmeler), abonelik sözleşmeleri gibi sözleşmeler tüketici sözleşmeleri kapsamında yer almaktadır. Ancak tüketici sözleşmeleri saymış olduğumuz sözleşmeler ile sınırlı değildir, yapılacak her türlü sözleşme tüketici sözleşmesi niteliğini taşıyabilmektedir. Bir sözleşmenin tüketici sözleşmesi olup olmadığını belirlemek için sözleşmenin hangi amaçla kurulduğuna bakılmalıdır. Tüketici işlemlerine ilişkin uyuşmazlık ve her türlü davada aksine düzenleme olmadıkça kanunda belirlenen miktar sınırlarına göre Tüketici Hakem Heyetleri ve Tüketici Mahkemeleri görevlidir.

Güvenç Hukuk ve Danışmanlık tarafından Tüketici Hukuku alanında verilen hizmetlerden bazıları şunlardır:

• Tüketici ile satış sağlayan kişi arasındaki uyuşmazlıkların çözümü,
• Tüketici haklarının mevzuata uygun bir şekilde sağlanması,
• Tüketici mahkemeleri ve hakem heyetleri önünde tüketicinin tamir, iade, tazminat ve benzeri diğer tüm haklarının kazanılması şeklinde danışmanlık ve temsil hizmetleri,
• Tip sözleşmeler, genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşmeler vb. durumlarda tüketicinin hakları ve korunması,
• Abonelik sistemleri, garanti belgeleri, ayıplı iş ve hizmetlerin tanzimi vb. tüketici hukukunun görev alanına giren tüm konularda dava ve danışmanlık hizmetini gerçekleştirmekteyiz.